Sürdürülebilir iş stratejisi, kaynakları korurken ekonomik, çevresel ve sosyal faktörleri de dikkate alır. Buna göre şirketler, toplum için uzun vadeli değer yaratır. Şirketinizin ekolojik ve sosyal etkisini azaltmak için farklı stratejiler arasından seçim yapabilirsiniz. Bu noktada sürdürülebilirlik stratejileri hakkında daha fazlasını içeriğimizde öğrenebilirsiniz.
Sürdürülebilirlik çevre, eşitlik ve ekonomi arasındaki denge demektir. Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini tehlikeye atmadan bugünün ihtiyaçlarını karşılamayı sağlar. Yani en basit ifade ile çocuklara bırakacağımız dünya ile ilgilidir. Genel olarak ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere 3 çeşidi vardır. Nitekim birçok hükümet ve işletme, çevresel ayak izlerini azaltmak, kaynakları korumak gibi hedefler belirler. Bu kapsamdaki tüm uygulamalara genel olarak sürdürülebilirlik stratejileri demek mümkün.
Bu strateji ise bir işletmenin nasıl daha sürdürülebilir hale gelebileceğini ortaya koyan uzun vadeli bir plandır. Yukarıda adı geçen ekonomik, çevresel ve sosyal unsurları dikkate alır. Artık dünyanın büyük şirketlerinin neredeyse tamamı, böyle stratejilere sahip. Ayrıca binlerce şirket karbon nötr olma sözü veriyor. Bu, işin yalnızca çevresel boyutu. Bunun dışında sürdürülebilirlik stratejileri içerisinde sosyal ve ekonomik konular da var.
Örneğin, şirketler sosyal adaleti sağlamak için çeşitlilik politikalarını artırıyor. Irksal eşitsizliğin giderilmesine yardımcı olmak için mali yardım sözü veren şirketler de mevcut. Bu noktada şirketler, sadece ekonomik bir rol üstlenmez. Bunun yanı sıra sosyal ve çevresel boyutlar da önemlidir. Genel olarak şirketlerin kârlı sürdürülebilirlik stratejileri için bu üç unsura ihtiyacı vardır.
İşletmelerin sürdürülebilirlik stratejileri ile misyon ve vizyonları uyumlu olmalıdır. Bunun yanı sıra bir şirketin tüm paydaşları ile beraber hareket etmesi gerekir. İç paydaşlar çalışanlar ve hissedarlardır. Dış paydaşlar ise yatırımcılar, kamu ve yerel yönetimlerdir. Bu açıdan bir şirket, tüm paydaşları ile beraber hareket etmelidir. Günümüz iş dünyasında paydaşlarla el ele çalışmak ve çözüm alternatifleri aramak iyi yönetim anlayışının göstergesidir. Dolayısıyla bu da sürdürülebilirlik stratejileri kapsamında çok önemli ve gereklidir.
Kalıcı ve uzun vadeli başarıya ulaşan organizasyonlar için, uzun vadeli kazanımlara öncelik vermek gerekir. Büyük fotoğrafta amaç; işletmelerin eşitlikçi, adil bir ekonomi inşa etmesidir. İşletmeler, kötü çalışma koşulları, yaşam alanlarında tahribat ve doğal kaynakların tükenmesi gibi konulardan bir dereceye kadar sorumludur.
Geleneksel kâr odaklı iş modelleri ise çoğu zaman kaynakları tüketir, çevreye zarar verir ve çalışanlara ilgisizdir. Oysa değişen dünyada iş hayatı da buna adapte olmak durumunda. Dolayısı ile sürdürülebilirlik stratejileri her geçen gün daha önemli hale geliyor. Daha iyi bir dünya yaratma ve insanlara anlamlı, olumlu işler sunma gerekliliği de artıyor. İşletmeler yalnızca kâra odaklanırsa, çevreyi ve çalışan insanları nasıl etkilediğini göremez. Bu stratejileri kullanan ve çevresel etkiye daha fazla odaklanan şirketler ise daha şeffaf olur.
Bu tür stratejiler birçok alanda fayda sağlar. Yalnızca şirketin çevre ve toplum üzerindeki olumsuz etkisini azaltmaz. Bunun yanı sıra doğayı ve toplumu olumlu yönde etkileyecek fırsatlar da yaratır. Şirketler insanları kârın önüne koymak yönünde bilinçli bir karar verdiğinde, kaynakların korunmasına yardımcı olur. Yalnızca kâr odaklı eski ve potansiyel olarak zararlı uygulamalara bağlı kalan işletmeler, müşterilerin aradığı temiz, sorumlu uygulamalardan geri kalır. Şirketler için görünüşte küçük birçok uygulama vardır. Mümkün olduğunca kâğıt kullanmamak, atığı geri dönüştürmek ve azaltmak bunlardan birkaçıdır.
Bu stratejiler, aynı zamanda çalışanlar için sürdürülebilir çalışma ortamları da yaratır. Buna öncelik veren bir işletme, çalışanlarının ofis ortamında ve kişisel yaşamlarında ihtiyaçlarını karşılar. Çalışanların ihtiyaçları karşılandığında, işverenler şirkete bağlılığın, üretkenliğin ve sadakatin arttığını göreceklerdir. “Büyük istifa” kavramının da yaygınlaştığı günümüzde, sürdürülebilir politikalar ile çalışanları elde tutmak belki mümkündür.
Ayrıca, gezegene daha iyi bakmak veya sakinlerinin uzun vadeli refahına yatırım yapmak da zamanın ruhuna uygun bir yaklaşımdır. Bu tür yaklaşımları olan şirketlerdeki çalışanlar, çevre sağlığını ön planda tutan bir şirkette çalışmaktan gurur duyar. Bu durum, şirketin toplumdaki konumunu da geliştirecektir. Faydaları hakkında daha kapsamlı bir bilinç aşılamak için bir sürdürülebilirlik konuşmacıları tedarik hizmeti de alabilirsiniz.
İşletmelerin çevre üzerinde derin etkileri olabilir. İş operasyonlarının yan ürünleri havaya, suya, çöplüklere veya bedenlerimize karışır. Şirketlerin bu tür stratejileri uygulamak için birçok yolu vardır. Zararı azaltmak, işletmelerin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmenin yollarından biridir. Temiz enerji, atık yönetimi veya daha verimli üretim yöntemleri bunlar arasında öne çıkar. Bu konuda hassas işletmeler, zarar azaltma stratejileri benimser. Böylece daha çevre dostu teknolojilerden yararlanır.
Bu uzun vadeli faydalar, işletmenin ihtiyaç duyduğu kaynakları gereksiz yere tüketmeden kullanmasına yardımcı olur. Bunun yanı sıra bazı şirketler çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan misyon ve vizyonlarını günceller. Ayrıca çalışanlar için gönüllük programı oluşturmak da mümkündür. Bu programlar sayesinde çalışanlar çevresel etkiyi azaltmak, sosyal etkiyi artırmak, maliyetleri düşürmek gibi konularda daha bilinçli hale gelir.
Teknolojik yenilik de bu alanın çok önemli bir konusudur. Güneş ve rüzgar enerjisi, yeşil teknoloji, su tasarrufu, geri dönüşüm uygulamaları bunlar arasında öne çıkar. Şirketler, bu alanda kendilerini geliştirmek için profesyonel bir hizmet de alabilir. Ayrıca iletişimin sürdürülebilirliği kurumların tüm yapılan çalışmalarını paylaşmaları için önemlidir. Sürdürülebilir İletişim Uzmanı Yaprak Özer bu alandaki seçkin profesyonellerden biri olarak öne çıkıyor.