Trabzonspor’la başarıdan başarıya koşan Kemal Serdar, çok sayıda şampiyonluğu da takımıyla yaşayan isimlerden. “Futbolda çok heyecan yaşamadım ama taşıdığım formanın ağırlığını her zaman hissettim.” sözleri aslında o dönemin sorumluluk bilincini özetliyor. Geldiği yeri asla unutmayan ancak bir şeyi ba- şarabilmek için de çalışmanın, daha da önem- lisi azmin önemine vurgu yapan Kemal Serdar, Trabzonspor Haber deyince daha farklı bir anlam yüklüyor oraya. “Ben Avni Aker’e farklı bir açıdan bakıyorum. Çünkü orada
Kaptan Kemal olduk.” diyen Kemal Serdar, minnet duygularını ifade etmeyi ihmal etmiyor. Serdar, “Sadece Avni Aker mi? Yavuz Selim… Ah o
sahaların bir dili olsa da konuşsalar. Yavuz Selim’in çamurunda, Avni
Aker’in o ambiyansında neler yaşadık, ne sevinçlerimiz, ne hüzünlerimiz
oldu bizim.” diyor.
Trabzonspor Haberciliğinde önemli yer tutan kaptan kemal
Ve onun en önemli özelliklerinden birisi de futbol yaşantısı boyunca
sadece bir tek kırmızı kart görmesiydi. Kemal Serdar, o kartı da tatil edilen Beşiktaş maçında yediğini belirterek, “O zaman da haksızlıklara
maruz kalıyorduk. Ama daha fazla susmamız gerekiyordu. Çünkü konu-
şunca kart görüp takımı yalnız bırakabiliyorduk. Ben o maç hariç hiç kart
görmedim.” şeklinde konuştu.
Serdar, futbol hayatının ardından bir süre kendi köyünde âdeta inzivaya çekildi. Sonrasında yeniden futbola dönem Kemal Serdar, kendi ismiyle açtığı futbol okulunda yeni gençleri Türk futboluna kazandırmaya
başladı. Uzun yıllardır da Kemal Serdar Futbol Okulu ile bu işe devam
eden Kemal Serdar, bir yandan da yine köyünü, doğduğu yerleri bırakmamakta kararlı…
Sayın Serdar, nasıl bir aileniz vardı ve futbolla yolunuz nasıl kesişti?
Babamı ben 4 yaşındayken kaybettim. Annemi de kaybedeli 5 yıl
oldu. Düzköy’de orta 2. sınıfta okurken okuldan ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü oradan gelip hem idman yapıp hem futbol oynamak kolay bir
iş değildi. İkisini bir arada yürütme şansım olmadığı için okulu bırakmak
zorunda kaldım. İlkokulu bitirdikten sonra o zamanın koşullarından dolayı futbola 2 sene ara vermiştim. Süreç içinde o zaman Düzköyspor
vardı ve orada da 1 yıl lisanssız oynadım. 15 yaşlarında da 1. Amatör Kü-
me’de oynadım. Söylediğim gibi o zamanlar hem okulu hem futbolu bir
arada yürütmek zordu. Düzköy’den gelip gitmek için doğru dürüst araba
bile yoktu. Ama çocukken Allah’a şükür maddi olarak da bir sıkıntımız
olmadı. Çünkü babam Zonguldak’tan emekliydi ve 18 yaşında maaş
aldık. Ama benim buraya gelip çok vakit geçirdiğim zamanlar da oldu.
Çünkü futbolun sevgisi vardı bizde.
Ailenizin futbolla ilgilenmenize bakış açısı nasıldı?
Babamı kaybetmiştik ama kimse o konuda bana bir şey söylemedi.
“Ben futbolcu olacağım.” dedim. Aileden de kimse beni rahatsız etmedi.
Annem o dönemlerde, “Oğlum gitme… Ayağına bir şey olur!” telkinlerinde bulundu ama ben kararlıydım. Çünkü annem de futboldan anlamazdı.
Dolayısıyla gittik ve başardık.
Düzköy’den sonra…
Düzköyspor’dan sonra Erdoğduspor’a geldim. O dönemler beni gördüler ve beğendiler. Daha sonra Düzköy’e gelip beni aldılar. Ama Erdoğ-
duspor’da fazla oynamadım. Erdoğdu’da 1 yıl oynadıktan sonra 2. sezonu
oynamadan Sebatspor’da profesyonel oldum. 2 yıl da orada oynadım ve ilk
geldiğim sene de sol açık oynadım. İkinci sene ise kaptanlığını yaptım.
İkinci sene sonun da 1983 yılında Trabzonspor’a geldim. Ama ben amatörde oynarken Ahmet Suat Hoca bizi takip ediyordu. Trabzonspor’a geldi-
ğim ilk yılda da 1983-1984 sezonu şampiyonluğunu Suat Hocamla birlikte
yaşadım. Dobi Hasan, Küçük Hasan, Büyük Osman ile birlikte gelip o yıl
şampiyonluk yaşamıştık. O yıl hiç yedek beklemeden direkt oynadım ve
şampiyon olduk.
Avni Aker’deki ilk maçınızı hatırlıyor musunuz? O an neler hissettiniz?
İlk maçım Zonguldakspor maçıydı ve o maçı 3-1 kazanmıştık. Ben
yapı itibarıyla soğukkanlı bir insanım. Dolayısıyla ilk maçım olmasına rağ-
men heyecan yaşamadım. Onun hemen ardından İtalyan ekibi Inter ile Avrupa Kupası maçı oynadık ve onu da 1-0 kazandık. O şekilde güzel bir
başlangıcımız oldu Trabzonspor’da. Trabzonspor’da yedek bile beklemeden 14 yıl oynadım ve 6 yıl kaptanlığını yaptım.
Trabzonspor’daki ilk yılınızda şampiyonluk yaşadınız. Nasıl bir
duyguydu? O zaman oyuncular arasında nasıl bir ruh vardı?
İlk yılımızdaki başarımızı biz inanarak, yüre-
ğimizi ortaya koyarak
elde ettik. Bu başarıda da
Trabzonlu oyuncuların
fazla oluşu ve Trabzonlunun “Ben bu işi başaraca-
ğım.” düşüncesi etkendi.
Çünkü Trabzon insanı
“Ben bu işi başaraca-
ğım.” diyorsa çok fazla
deneyimi ve tecrübesi olmasının fazla bir önemi
yok. Çünkü her şey sahada bitiyor. Arkadaşlık,
paylaşım, birlik ve beraberlik iyi olduktan sonra
başaramayacak olduğumuz iş yok.
Şampiyon olduğunuz ve sonrasındaki dö-
nemde birçok
yaşanmışlıklarınız var.
Geriye dönüp baktığı-
nızda Avni Aker sizin
için ne anlam ifade ediyor?
Avni Aker beni
“Kaptan Kemal” yaptı