Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan İstişare Konseyi Başkanı Abdullah ibn Muhammed El-Şeyh’i Ankara’da kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı makamından yapılan açıklamada, Erdoğan ile Al Ash-Sheikh’in basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi.
Türkiye’nin Meclis Başkanı Mustafa Şentop da günün erken saatlerinde Al Ash-Sheikh ile bire bir görüşme için oturduktan sonra ikiliye eşlik etti.
Türk ve Suudi heyetler arasındaki görüşme ve görüşmelerinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Şentop, ülkesi ile Körfez ülkesi arasında artan işbirliğine vurgu yaptı.
Şentop, “Türkiye ile Suudi Arabistan’ın Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki yakın işbirliği bölgemiz için büyük fayda sağlıyor” dedi. “Karşılıklı ziyaretler ve görüşmeler, ikili ilişkilerin güçlendirilmesine ve işbirliğinin geliştirilmesine yardımcı olurken, siyasi toplantılar ekonomik ve ticari bağları güçlendirmeye çalışıyor.”
Riyad’ın World Expo 2030’a ev sahipliği yapma adaylığının tüm bölge için “önemli bir adım” olduğunu savunarak, Türkiye’nin ülkenin hedefine verdiği desteği yineledi.
Türk diplomat, Ankara’nın tüm Körfez ülkelerinin güvenlik ve istikrarına verdiği önemi vurgulayarak, “Umarız ortak çabalarla tüm bölgede olumlu bir hava hakim olur. Bu nedenle bölgesel ekonomik bütünleşmeye ve bölgedeki altyapının geliştirilmesine büyük önem veriyoruz.”
Filistin’den Yemen’e, Libya’dan Suriye’ye uzanan geniş bir alanda iki ülke arasındaki yakın işbirliğinin bu nedenle tüm bölge için “hayati” olduğunu vurguladı.
Meclis Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) uluslararası alanda tanınmasına da değinerek, Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma ada ulusunun tanınması çağrısını yineledi. Yıllardır haksız tecrit ve ambargolara maruz kalan Kıbrıslı Türklerle temasın artırılması önemlidir” dedi.
Türkiye’nin terör örgütlerine karşı onlarca yıldır sürdürdüğü savaşın altını çizerek, Suriye’nin kuzeyinden ve Irak’tan gelen saldırıların “hala devam ettiğini” kaydetti.
Şentop, “Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne elbette saygımız sonsuzdur” dedi. Tek derdimiz, iç istikrarsızlık nedeniyle bu ülkelerden gelecek terör saldırılarını engellemek ve Batı’nın bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirme oyunlarını, yine kendi emperyalist çıkarları için bu istikrarsızlığı körükleyerek engellemektir.”
Al Ash-Sheikh’in ziyareti, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın yaklaşık on yıldır bozulan bağlarını onarmaya çalışırken son zamanlarda keyif aldıkları diplomasi trafiğinin sonuncusu.
2011 Arap Baharı’nın ardından, ideolojik farklılıklar ve rakip dış politika hedefleri, Ankara ve Riyad’ı farklı yönlere yönlendirerek, onları bölgesel rakipler haline getirdi.
Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e bağlı halk hareketlerine verdiği destek, başlangıçta İhvan’ın siyasi vizyonunu bir tehdit olarak gören Arap rejimlerinden kopuşa yol açtı. Bu süreçte Türkiye ve Suudi Arabistan birçok bölgesel çatışmada karşı tarafları destekledi.
Ancak ikili ilişkiler, Suudi gazeteci Jamal Khashoggi’nin Suudi ajanları tarafından krallığın İstanbul konsolosluğunda öldürülmesinin ardından 2018’de özellikle sert bir dalış yaptı. Türkiye, köşe yazarının öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlatarak Suudileri çileden çıkardı. Erdoğan, cinayet emrini Suudi hükümetinin “en üst makamlarının” verdiğini söyledi.
Suudi Arabistan buna Türk ithalatını boykot ederek Türkiye ekonomisi üzerinde gayri resmi baskı uygulayarak yanıt verdi.
Ancak ikisi arasındaki ticaret giderek gelişiyor; Ankara ve Riyad, her bakımdan ilişkileri onarmak ve siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için çabalıyor. Çabaları , Türkiye’nin ülkeye ihracatı 2022’de %180 oranında artarken, ikili ticarette patlamaya katkıda bulundu.
Geçtiğimiz yıl Ankara, Erdoğan’ın Nisan ayında krallığı ziyaret etmesiyle Körfez ülkesiyle ilişkileri yeniden düzenlemek için diplomatik bir hamle yaptı . Gezisi, Türk liderin ikili ilişkilerde “yeni bir çağın habercisi” olacağını ve “karşılıklı saygı ve güven temelinde bağları geliştirmeye yönelik ortak irademizi ortaya koyacağını” söylediği, yıllardır ilk üst düzey ziyaret oldu.
Erdoğan’ın ziyaretinin ardından, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın (MBS) Haziran ayında buzları eritme ve normalleşme sürecini ilerletme çabaları kapsamında Türkiye’ye yaptığı ziyaret geldi.
En son iki lider, 20 Kasım’da Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Dünya Kupası açılış töreni öncesinde düzenlenen bir resepsiyonda el sıkıştı.